HER ŞEY BU DÜNYADA OLUYOR
özkan mert
1.
İşte gene yaz! Hafiyelerini salmış peşime
kokladığım tüm çiçeklerin resmini çekiyor.
Çeksin! Ben de Beydağlarıyla birlikte
o sonsuz ve muhteşem maviliklerin üzerine atlarım.
Toroslar tanığımız olur.
Ey! Kocaman mavi yaz! İstersen,
makilerle birlikte kurşuna diz bizi.
Kurşuna dizemezsen, maviye diz !
2.
Kırmızı bisikletimle geçip gittim
kendini turizm cenneti sanan
devrik yaz kasabalarından
kucağımda japone kollu sevgilim.
İşte! Dünya güzeli seçilmiş bir sokak,
bir portakal bahçesinin içinden sarkıyor
Bir ucu, denize ha döküldü, ha dökülecek.
Adresi: İnci Sokak / Bodrum.
Zaten ben, ne zaman dökülse kalbim dünyaya,
kuşların en çok geçtiği sokaklara sorarım yüzümü.
Çünkü o sokaklarda kaybolup gitmiştir gençliğim.
Ama İzmir’i en iyi ben bilirim:
Çünkü çok uzaklardan gelenler bilirler
en iyi evlerinin kokusunu
Peki! Siz ne yaparsınız Şükrü Bey?
–Ben muhacirim, rakı içerim
3.
Hep bir şeyler eksik dünyada: Kimse bilmiyor ne?
Sabahın ilk ışıklarını çalan sığırcıklar,
penceremden içeri girmeye çalışan incir ağacı…
Saat kaçta biter en güzel aşk?
Neden acıların pasaportu yok?
Her şey bu dünyada oluyor:
Seni bu dünyada kucaklıyorum sevgilim,
çiçekler bu dünyada açıyor, güneş bu dünyada doğuyor…
Başka bir dünya yok!
Her şey bir şey eder, ama ölüm, yalnız kendi eder.
4.
Bir kent + bir aşk + bir sokak + yıldızlar,
/ kasımpatılar = kaç eder?
Şiir bir çarpım cetveli değildir, diyeceksiniz.
Peki nedir öyleyse?
Mavi halk otobüslerini dolduran halk mıdır?
Haydi! Durdurun otobüsü ve sorun lütfen:
–Ey sevgili halk!
Sen ne zaman dokundun dünyaya?