— İlhan Selçuk için
Üsküdar’daki vapur leşi gözünde mi battı
Sabahın köründe ne işin var Perpa’da?
Cumhuriyet’in adını kınından çekmiş
En eski bir okur böyle soruyor, devrana gurur,
Üstelik manşetten yürüyor ayazda kentin alnına
Tekel işsizler ordusu gül çadırlarda dünkü sloganla.
Açıkağda kitap yüzü şair olsam yitirdim papatyamı derdim
Bir de seçkibir kapısında kilitli kalmadım mı şiirle sana
Dahası yepyeni ve sunturlu imgelerin kara deliklerinde!
Ama ben altmış yıl kör coşkularla hep özlemiş
Fırsattır kimileyin rakıya türküler sarınıp saz eşliğinde
Gencecikten Ergenekon, dedim ki hep buradaydım.
Yaslı geldim yalanla dönüyorum, elimde kablosuz
Çocuklardan ikinci el aptal bir bilgisayarla bu iş elbet bu kadar
Yetişkin ve sağlam teknik eleman olarak ceren soylu kızlar
Detektif arıyoruz biz de, aşkı bir virüsle kaçırdılar çok kötü
Zincirleme uzayan yeşil solucanların çöpten yara sırtında
İşte bu, aradığım görevi buldum ben en sonunda, elimde kara kutu.
Şu da var ki Çetin Altan’ı geçen gün okudum da nice konserden sonra
Senin yalanın da bu dedim, traktörün piyanodan tekeri
Ama işte gerçek oldu diyor açıkça, ekin ektim bankalara
Küresel yazarlar büyüttüm roman gözaltı ve pişkin boyutlardan
Beterin beteri var tabii, şu durumsa yüzde yapışık ve sündük sakal
Ne var bunda, tekerler ağıllarda yeni kuşak veletlere olduysa bateri.
Bunca sözü söyledim yekten yalan olarak temiz bir sayfaya
Daha bu sabah, üstüne bir de Turhan Selçuk öldü, koyu isten çivit çizgileri
Hacıbektaş kır müzesini boyadı Kızılbaş renklerle boydan boya tam Abdülcanbaz’a göre
Sonra iki asker şehit. Bir asker intihar etti. Bu ölümler kimden yana
Ben bir yalan heykeli diktim bu sabah hem de aşk için ama işim çok zor
Kimi saklıyor hangi özgürlüğün karanfili bu taş atan çocukların lirik elleri
Daha ne heykelleri var bu ülkenin dikilecek, hayatı külli yalan ve töre.
En son üç koca yalan: Bir, deprem falan yok
Kırılacak neresi kaldı ülkenin korkmayın.
İki, Taraf haklı, bütün kamyonlar sivil kalsın
Askerî teçhizat ve cephaneyse hep tanklara!
Üç, takvimler boyu: Pencere hep İlhan Selçuk’un
Manzara tekel işçilerinin olsun.