Halit Özboyacı
Biz hep yalnızlıklarımızı anlattık
Kendimizden hiç söz etmedik bile
Oysa yalnızlık
Terkedilince artan bir üşümeye benzer
Paylaşamadığın zaman daha iyi anlarsın
Yoksa yalnızlığı mahkumiyetten sayma
Yani kararı kesin değise de
Tek başına cezası çekilmez olur
Öyleyse
Yalnızken gizle kendini
Bakışlarında bari okunmasın
Gördüğün o kabus yüklü rüyalar
Bilirsin
Tek başına kalmak değildir yalnızlık
Yeniden uçurum kıyısında durmak belki
Işıkları kapalı bir odada
Tek tek hatırlanan hikayelerin sonları da değil
Ya da kundaklanmış hayallerimiz mi yalnızlık
En çok da bir köşeye çekilip uyumak yoruyorsa sizi
İşte o zaman anlarız
Bizim yalnızlık dediklerimiz
Artık uçsuz bucaksız bir boşluk olur
İyice yaşlı yalnızlığım ve İçimdeki isyanla
camları kırık bir pencereden
Aç ve susuz uçan kuş misali
Sessiz ve hatta bitkin
Tekrarlarını karıştırdığım masalın içinden
Boşluğa doğru haykırsam
Siyah ve derin bir gecede
Yavaş yavaş anlattıklarım
harf ve hece gibi birbirine karışsa
Maksat anlaşılmasa
İnce ince kıyılmış bizim geçmişimiz
Sıralı bir hikaye olarak anlatılsa
Sonu olmayan uykuların içinden
Pamuk kadar yumuşak ve renksiz
Henüz yeni terkettiğim sohbetler
bir köşeye sıkışsa
bildik bir telaşı da yansıtıyorsa yüzüm
Ve kaybolup giderken her şey
Çaresizliğimin adı yeniden yalnızlık olur