HALÛK CENGİZ
TEDA ile Orhan Pamuk
“T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk Kültür, Sanat ve Edebiyatı Eserlerinin Dışa Açılımını Destekleme Projesi-TEDA”, uygulamaya konduğu 2005 yılından beri her fırsatta kültür, sanat, edebiyat yapıtlarımızın Türkçe dışındaki dillere çevrilmesi, ülkemiz dışındaki ülkelerde yayımlanıp tanıtılması konularında son derece başarıyla sürdürüldüğü söylenen bir projedir.
Kuşkusuz bu başarıda 2008 Frankfurt Kitap Fuarı’na “konuk ülke” olarak katılan ülkemizin 6,5 milyon Avro harcanarak Tariş’in, Kurukahveci Mehmet Efendi’nin, Malatya Pazarı’nın, daha sonra FETÖ’den tutuklanacak olan Güllüoğlu Baklavaları’nın ürünleri ve Adalet Ağaoğlu’dan Jale Parla’ya, Elif Şafak’tan Feridun Zaimoğlu’na, Feyza Hepçilingirler’den Nedim Gürsel’e birçok edebiyatçımızın yer aldığı etkinliklerle tanıtılmasının önemli katkısı olmuştur. Ama asıl etkiyi yaratan, dahası 2008 Frankfurt Kitap Fuarı’nın ilgi odağı olmamızı sağlayan da, Orhan Pamuk’a 2006 yılında verilen Nobel Edebiyat Ödülü’dür bana sorarsanız.
İşte bu düşünceyle TEDA projesini Orhan Pamuk açısından ya da başka bir söyleyişle Orhan Pamuk’un başka dillerdeki, ülkelerdeki tanınırlığını TEDA çerçevesinde ele almak istedim; ilginç olabilir gibi geldi.
*
En az yılda birkaç kez yapılan açıklamalara kulak verdiğinizde ya da TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın internet sitesindeki TEDA bölümüne girdiğinizde öğreniyorsunuz ki, bu projeyle 2005 – 2019 yıllarında yapıtları en fazla başka dile çevrilen, kitapları yurtdışında en fazla yayımlanan yazarımız, Orhan Pamuk… Hem de açık arayla… Bunu, yukarıdaki savım çerçevesinde elbette doğal buluyorum.
Rakamlarla ifade edecek olursam bakanlığın verilerine dayanarak şöyle demem gerekir: 2005’ten bu yana, TEDA Projesi çerçevesinde Pamuk’un 16 yapıtı 37 ülkede 40 dile çevrilmek üzere desteklenmiş; bunun için 47 yayınevi 131 kez TEDA’dan çeviri / basım-tanıtım desteği almıştır.
Ne yazık, bakanlık, verdiği desteğin tutarını da, tıpkı TEDA Danışma ve Değerlendirme Kurulu üyelerinin kimliğini gizlediği gibi gizliyor. Bu yüzden sözünü ettiğim yapıtların çevirisi, yayımı, tanıtımı için 131 kez desteklenen yayınevlerine yapılan ödemeler ya da yapılan toplam ödeme tutarı hakkında bir şey söylemem olanaksız. Ama bakanlık o kadar da ketum, sansürcü değil; dolayısıyla şeffaflık anlayışı ölçüsünde Pamuk’un hangi yapıtlarının hangi ülkelerde, hangi dillere çevrildiği, hangilerinin yayımlandığı, kaçının yayımlanmadığı, kaçının yayımlanmayı beklediği türünden bilgileri bakanlığın sitesinden alıp sizlerle paylaşabilecek durumdayım.
Belki sıkıcı gelecek, ama TEDA çerçevesinde Orhan Pamuk’un kitaplarından çevirisi yapılanların, yayımlananların sayısal olarak ayrıntılarına girmek zorundayım. Yoksa diyeceklerimi diyemem.
Evet, 2005’ten bu yana Orhan Pamuk’un TEDA kapsamında başka dillere çevrilen, yayımlanan yapıtlarının sayısı 16. Ülkemizde ilk yayımlandıkları yıllara göre; Cevdet Bey ve Oğulları (1982), Sessiz Ev (1983), Beyaz Kale (1985), Kara Kitap (1990), Gizli Yüz (1993), Yeni Hayat (1994), Benim Adım Kırmızı (1998), Öteki Renkler (1999), Kar (2002), İstanbul: Hatıralar ve Şehir (2003), Babamın Bavulu (2007), Masumiyet Müzesi (2008), Şeylerin Masumiyeti (2016), Kafamda Bir Tuhaflık (2014), Kırmızı Saçlı Kadın (2016), Saf ve Düşünceli Romancı (2019).
Doğrusunu isterseniz, Pamuk’un Manzaradan Parçalar (2010), Hatıraların Masumiyeti (2016), Yazarın Odası 1 (2017) Yazarın Odası 2 (2017), Ben Bir Ağacım (2019) kitaplarının bu listede olmaması bana da tuhaf geldi, ama bir fikir yürütebilecek durumda değilim. Bu yüzden sürdüreyim.
Söz konusu 16 kitabı başka dile çevirmek / yayımlamak için başvuran, TEDA kurulunca da desteklenmesi uygun görülen yayınevlerinin bulundukları ülkeler ile kısaca adları ve aldıkları destek sayıları şöyle:
Almanya – Carl Hanser – 3, Azerbaycan-Qanun-3, Brezilya-Editora Schwarcz-6, Bosna-Hersek-Buybook-8, Bulgaristan-Ednorog-4, Çekya-Argo Spol-8, Çin-Horizon-1, Ermenistan-Antares-3, Estonya-Pegasus-3, Etiyopya-Hohe, 1, Finlandiya-Kustannusosakeyhtio-1, Fransa-Gallimard-1, Gürcistan-Elf-1, Bakur-5 ve Diogene-5, G. Kore-Munhakdongne-1 ve Minumsa-1, Hindistan-Kalachuvadu-5, Kadalu-2 ve DC Books-3, Hırvatistan-Vukovic & Runjic-1, Hollanda-De Bezige Bij-2, İspanya-Random-2, Penguin-1, Bromera-2 ve Animallibre-1, İsrail-Kinneretzmora-3, İsveç-Norstedts-4, İtalya-Giulio Einaudi-1, Karadağ-Nova Knjiga-7, Kazakistan-Foliant-3, Letonya-Sia Apgats-1, Makedonya-Tri-1, Mısır-General Egyptian Book-2, Moğolistan-Monsudar-1 ve Nepko Co Ltd.-1, Norveç-Gyldendal Norsk-2, Pakistan-Jumhoori-2, Polonya-Wydawnictwo-6, Romanya-Curtea Veche-1 ve Polirom-1, Rusya-Amphora-1, Sırbistan-Geopolitika-2, Slovakya-Slovart-5, Slovenya-Sanje-3, Ukrayna-Folio-8, Vietnam-Nha Nam-2… Evet, 37 ülke, 47 yayınevi, 131 destek.
Bir de bu desteklerin hangi diller için verildiğini, yanlarında sayılarıyla birlikte yazayım:
Almanca-3, Arapça-2, Azerice-3, Amharca-1, Boşnakça-8, Bulgarca-4, Çekçe-8, Çince-1, Ermenice-3, Estonca-3, Fince-1, Fransızca-1, Gürcüce-11, Hırvatça-1, Hollandaca-2, İbranice-3, İtalyanca-1, İspanyolca-3, İsveççe-4, Kannadaca-2, Karadağca-7, Katalanca-3, Kazakça-3, Korece-2, Lehçe-6, Letonca-1, Makedonca-1, Moğolca-2, Malayam-3, Norveççe-2, Portekizce-6, Rusça-1, Rumence-2, Sırpça-2, Slovakça-5, Slovence-3, Tamilce-5, Ukraynaca-8, Urduca-2, Vietnamca-2… Evet, 40 dil ve 131 destek.
Verilen 131 desteğe karşılık bugüne kadar yayımlananların sayısının 115 olduğunu söyledikten sonra yayımlanmamışların ayrıntılarını da yazıp şu sayılı-rakamlı karışıklığa son vermek istiyorum. Evet, desteklenmiş, yani çevirisi / yayımı-tanıtımı için belli bir karşılık alınmış olmasına karşın bugüne dek yayımlanmamışların listesi şöyle belirtilebilir:
1-2012 yılının 1. döneminde desteklenen Benim Adım Kırmızı ile Kar kitapları, Hindistan-Kadalu yayınevince, Kannadaca olarak yayımlanmamıştır.
2-2016 yılında desteklenen Kafamda Bir Tuhaflık Gürcistan-Diogene yayınevince Gürcüce, Kara Kitap ise Hindistan-Kalachuvadu yayınevince Tamilce olarak yayımlanmamıştır.
3-2017 yılında desteklenen Kırmızı Saçlı Kadın İsveç-Norstedts yayınevince İsveççe, İstanbul: Hatıralar ve Şehir kitabı da Karadağ-Nova Knjiga yayınevince Karadağca olarak yayımlanmamıştır.
4-2018 yılında desteklenen Kırmızı Saçlı Kadın kitabı Ermenistan-Antares yayınevince Ermenice, Kafamda Bir Tuhaflık kitabı Çekya-Argo Spol yayınevince Çekçe ve Ukrayna-Folio yayınevince Ukraynaca; Beyaz Kale kitabı ise Kazakistan-Foliant yayınevince Kazakça, Karadağ-Nova Knjiga yayınevince Karadağca, Azerbaycan-Qanun yayınevince Azerice olarak yayımlanmamıştır.
5-2019 yılında desteklenen Beyaz Kale Moğolistan-Monsudar yayınevince Moğolca, Kırmızı Saçlı Kadın Vietnam-Nha Nam yayınevince Vietnamca ve Azerbaycan-Qanun yayınevince Azerice; Cevdet Bey ve Oğulları da yine Karadağ-Nova Knjiga yayınevince Karadağca olarak yayımlanmamıştır.
Ancak hemen belirtmek gerekir ki, ilgili yönerge hükümlerine göre yayınevleri, destek aldıkları yapıt ya da yapıtları 2, hatta gösterdikleri gerekçenin uygun bulunarak izin verilmesi halinde 3 yıl içinde yayımlayabilirler. Bu nedenle desteklenmesine karşın kesin olarak yayımlanmadığını söyleyebileceğimiz kitaplar, sadece az önce 1. sırada belirtmiş olduklarımdır. 2016 yılında desteklendiği halde henüz yayımlanmamış olan 2. sıradaki kitaplar için de sanırım alarm zillerinin çalmaya başladığını söylemek yanlış olmaz; içinde bulunduğumuz 2020 yılında mutlaka yayımlanmaları gerekir.
*
Bütün bunlardan sonra aklıma takılan sorulardan ilkini, yıllar önce Özdemir İnce, farklı bir biçimde sormuştu aslında:
Nobel ödülleri, bildiğiniz gibi, her yıl, İsveç Kraliyet Akademisi’nce veriliyor. İşte bu yüzden Özdemir İnce, 05.01.2010 tarihli Hürriyet gazetesindeki köşesinde yayımlanan “TEDA’nın Bozuk Terazisi” başlıklı yazısında şöyle diyordu: “Size bir soru: Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmış bir yazarın ödülü aldığı yıl ve daha sonra İsveç’te devlet yardımıyla yayınlandığını hiç duydunuz mu? Duymadınızsa uyun: Yazarın adı Orhan Pamuk! Kitabın adı: Cevdet Bey ve Oğulları, Masumiyet Müzesi. Yayınevinin adı: Norstedts. Çevirmen: Mats Müllern. TEDA Türk kültür, sanat ve Edebiyatı ile ilgili Eserlerin Türkçe Dışındaki Dillerde Yayımlanmasına Destek Projesi’dir… 2005 yılında başlayan destek programının 2009 yılı ikinci dönemi itibarıyle 634 kitaba ulaşmış olduğunu öğrendiğim zaman mutlu oldum ve gurur duydum. Ancak, yayını devlet tarafından paraca desteklenen bu 634 kitabın 52’sinin Orhan Pamuk’un imzasını taşıdığını öğrendiğim zaman ağzım bir karış açık kaldı. 2005 yılında Orhan Pamuk’un dünyanın dört bir yanında yayınlandığını biliyor ve en yakın zamanda Nobel Edebiyat Ödülü’nü alması için uluslararası bir tezgâh kurulduğunu duyuyorduk. Hedef 2006 yılında on ikiden vuruldu. Tezgâh muradına erdi! TEDA’nın amacı türlü nedenlerle yurtdışında yayınlanma olanağı bulamamış eski ve yeni, değerli yazarları desteklemek değil mi?.. Bu ne biçim bir tanıtım politikası ki Nobelli yazar tanıtım için destekleniyor?.. TEDA’nın terazisi yanlış tartıyor: Ya bozuk ya da hileli!..”
“Tezgâh” konusuna girmeyeceğim. İsveç’in Norstedts yayınevine yapılan destek sayısının artık 4’e ulaştığı da konumun dışında kalıyor. Burada benim söylemek istediğim, 2020 başlarında toplam destek sayısının 2914’e vardığı, bunlardan 131’inin Orhan Pamuk’un yapıtlarına yapıldığı ve bu noktada sadece İsveç’te değil, tüm dünyada Nobelli bir edebiyatçının kitaplarının başka dillere çevrilmesi, yayımlanması için devletçe üste para verilmesinin beni rahatsız ettiğidir. Orhan Pamuk’un yerinde olsam bunu istemezdim sanırım. Gabriel Garcia Marquez’in, Jose Saramago’nun, Llosa, Gordimer, Faulkner, Sartre ya da Camus’nün kitaplarını başka ülkeler kendi dillerine çevirsinler, kendi memleketlerinde yayımlasınlar diye üste para veren başka ülke var mıdır, bilmiyorum. Dünyada işler böyle mi yürüyor, onu da bilmiyorum. Ama Özdemir İnce’yi haklı buluyorum; bu iş bana da doğru gelmiyor.
Unutmadan eklemem gerek: Mutlaka dikkatinizi çekmiştir; yukarıdaki listelerde Pamuk’un kitaplarının İngilizce çevirilerinin, ABD, İngiltere gibi ülkelerin adları geçmiyor ve bu olacak şey değil! Çünkü Pamuk’un kitaplarının yıllardır en fazla İngilizce’ye çevrildiğini, en çok İngilizce konuşulan ülkelerde yayımlandığını biliyoruz. Öyleyse? Kesin bir şey söyleyemem, ama sanırım kitaplarını İngilizce yayımlayan yayınevleriyle Orhan Pamuk arasında farklı bir sözleşme, anlaşma var. Aklıma başka bir şey gelmiyor.
Bunu da söyledikten sonra kaldığım yere dönüp sürdüreyim:
Destek sayılarına bakıldığında, Orhan Pamuk’un 16 kitabından 10’un üstünde destek alanları şunlar:
Masumiyet Müzesi – 16, Kara Kitap – 15, Kırmızı Saçlı Kadın – 14, Benim Adım Kırmızı – 13, Beyaz Kale -13, Kar – 11, Sessiz Ev – 11, Kafamda Bir Tuhaflık – 10 ve bu 8 kitabın aldığı destek sayısı 103; toplama oranı da % 79.
Öte yandan Orhan Pamuk’un kitaplarına en fazla ilgi gösteren ülkelerle diller de şöyle: Gürcistan-Gürcüce-11, Bosna-Hersek-Boşnakça-8, Çekya-Çekçe-8, Ukrayna-Ukraynaca-8, Karadağ-Karadağca-7, Brezilya-Portekizce-6, Polonya-Lehçe-6, Hindistan-Tamilce-5, Slovakya-Slovakça-5, İsveç-İsveççe-4, Bulgaristan-Bulgarca-4, Hindistan-Malayam-3, Estonya-Estonca-3, Ermenistan-Ermenice-3, Kazakistan-Kazakça-3, Azerbaycan-Azerice-3, İsrail-İbranice-3, Slovenya-Slovence-3, Almanya-Almanca-3. Yani 19 ülke, 19 dil, 96 destek… Bu da ülkelerin % 51 ve dillerin % 48’inin, toplam desteğin % 74’üne sahip olduğunu göstermektedir. Ama ne var, Pamuk’un kitaplarına TEDA projesi çerçevesinde en fazla ilgi gösteren Gürcistan’da bile, listede yer alan yapıtlarının ancak % 69’u, tüm yapıtlarınınsa % 52’si için destek başvurusunda başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Bu sayılarla verileri neden önemsediğimi söyleyeyim:
Okur olarak şu ya da bu biçimde okuyup beğendiğim, yeniden okuma isteği duyduğum kitabı olan bir yazar, benim için iyi yazardır ve ben onun tüm kitaplarını edinmek, bütün yazdıklarını okumak isterim. Kuşkusuz, kimse bana benzemek zorunda değil, ama az önce belirttiğim sayılara bakınca, söz konusu ülke / dil okurlarının, ülkelerindeki yayınevlerine bu yönde bir baskıları olmadığı, yayınevlerinin de yayın politikalarını kendilerince “satar – satmaz” yargıları çerçevesinde sürdürdükleri anlaşılıyor.
Tabloyu başka açılardan da değerlendirebiliriz kuşkusuz.
Sözgelimi The Legatum Institute’ün 2017 yılında, 149 ülkedeki ekonomi, çalışma koşulları, bireysel özgürlükler, güvence, denetim, sosyal sermaye, eğitim, sağlık gibi 104 değişkeni inceleyerek gerçekleştirdiği bir araştırma var. Bizim 88. sırasında bulunduğumuz ve bana göre “en yüksek yaşam düzeyine sahip ülkeler” sıralaması olarak değerlendirilebilecek bu listenin ilk on sırasında Orhan Pamuk’un kitaplarını TEDA kapsamında dillerine çeviren ülkelerden sadece Norveç, Finlandiya, İsveç, Hollanda var. 2019 yılında “Mutluluk”, “Ekonomi”, “Sağlık”, “Zenginlik”, “Güç”, “Okuryazarlık” başlıklarıyla yapılan araştırmalar da dikkate alındığında Norveç’in 5, İsveç’in 4, Finlandiya, Hollanda, Almanya’nın 3’er, Çin, İtalya ve Fransa’nın 2’şer, Hindistan, İspanya, İsrail, Rusya, G. Kore, Letonya, Brezilya’nın da 1’er kez bu listelerin ilk on sıralarında yer aldıkları görülüyor. Ülkemizin, “mutluluk” açısından 79, “ekonomi” bakımından 20, “sağlık” açısından 51, “güç” açısından 16, “okuryazarlık” bakımından 50. sırasında bulunmasına da bakarak bu listelere kuşkuyla yaklaşılmasını anlarım. Ama az ya da çok, ülkelerin uygarlık, gelişmişlik düzeylerini gösteren ölçütler olduklarını sanırım yadsıyamayız ve işte, bu ülkelerin Orhan Pamuk’un yapıtları için aldıkları destek sayısı –Hindistan’ı 10 yapıtla değerlendirmem halinde– 44’tür. Yani Nobel ödüllü yazarımız Pamuk’un yapıtlarına, dünyanın en gelişmiş, en uygar 15 ülkesinde bile ilginin % 34 dolayında kaldığını; % 66’sınınsa kültür, sanat, edebiyat, okuma – yazma alanlarında daha gerilerde kalan ülkelerce paylaşıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Hele bunun için bir de üste para veriyorsak TEDA projesi bağlamında hiç de söylendiği gibi başarılı olamadığımız anlaşılacaktır sanırım.
Diyeceğim şu ki, TEDA Projesi çerçevesinde Nobel ödüllü yazarımızdan, onun ününden çok fazla şey beklemiş olabiliriz, ama yukarıdaki verilere baktığımda, Orhan Pamuk’un TEDA Projesi’ne değil de, TEDA Projesi’nin Orhan Pamuk’a daha fazla yarar sağladığını düşünüyorum açıkçası.
Yineleyeyim: Nobel ödüllü, en tanınmış yazarımızın kitaplarını kendi dillerine çevirip yayımlamaları için para verdiğimiz yayınevlerinin ilgisi bile bu düzeydeyse TEDA Projesi’ni yeniden gözden geçirmekte, belki de iptal etmekte yarar vardır. Hiç değilse paramız çarçur olmaz, onun bunun sebeplenmesi için fırsat yaratmamış oluruz.
—//— (20.02.2020)